Yenilenebilir güç, sera gazı salınımına tahlil değil mi?

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Dünya, son beş yıllık süreçte fosil yakıtlardan alternatif güç kaynaklarına geçiş yapmaya başladı. Lakin yapılan son araştırmalar, alternatif güç kaynaklarının da sera gazı salınımı ve hasebiyle global ısınmayı büsbütün sonlandırmayacağını ortaya çıkardı. Pekala fakat kıymetli bir yenilenebilir güç kaynağı olan hidrojen, nasıl sera gazı salınıma neden oluyor?

Yenilenebilir güç kaynağı hidrojen nasıl sera gazı salınımına neden olacak?

Rüzgar, hidrolik ve güneş gücünden elde edilen elektrik gücü, alternatif güç iktisadı için hayli değerli. Lakin tüm ekonomiyi alternatif güce çevirmek isteyen ülkeler için elektrik gücü tek başına kâfi değil.

Buna nazaran bilhassa ağır endüstrinin, elektrik gücünün yanında hidrojen gücüne muhtaçlığı var. Şu an tüm dünyada hidrojen üretimi için tesis araştırmaları yapılıyor. Lakin burada kimi kaidelerin oluşması gerekiyor. Öncelikle hidrojen üretim tesisleri suyu hidrojeni elektrik yoluyla ayıran PEM tekniği için uygun yerleri tespit etmeye başladı. Kanada, ABD’nin orta bölümleri, Sahra çölü, Kuzey Çin ve Kuzeybatı Avrupa şu an için hidrojen üretiminin en uygun olduğu yerler.

Yeşil tesislerde hidrojen üretimi kıymetli olsa da üretim imkanları sonlu ülkelere hidrojenin nakli hem kuvvetli hem de sera gazı salınımına neden oluyor

Ancak Avrupa’da Almanya, İsviçre üzere endüstrileşmiş ülkeler hidrojen üretimi için kâfi alana sahip değil. Bunun asıl sebebi ise bu ülkelerde hidrojen üretimi için kullanılan elektrik için kâfi alanın neredeyse olmaması. Yeniden Çin’in kıyı bölümleri, ABD ve Japonya üzere ülkeler ise yüksek nüfus yoğunluğu nedeniyle hidrojen üretiminin maliyetli olacağı ülkeler.

Bu da hidrojen üretimi düşük maliyetli olan ülkeler ile yüksek kapasitede hidrojene gereksinim duyan ülkelerin ortalarında aralık olmasına neden oluyor. Lakin hidrojeni taşıması ve hem tehlikeli hem de çok güç. Tekrar hidrojen taşıma sırasında yüzde 2,5 oranında sızıntılar nedeniyle kayboluyor. Bu kaybolan hidrojen ise ozon ve metan üzere sera gazı tesirini artıran gazları oluşmasına neden oluyor.

Buna karşın 2050 yılına kadar dünyanın yenilenebilir bir iktisat modelinde 111 ile 614 megaton ortasında hidrojene muhtaçlık duyacağı iddialar ortasında. Şu an dünyanın yıllık hidrojen üretimi ise 90 megaton.

Yine Çin üzere kimi ülkelerin hidrojen üretimi için gerekli elektriği alternatif güç yerine fosil yakıtlardan elde emesi de tabloyu daha da vahim hale getiriyor. Yapılan modellemelerde uygun işleyen bir hidrojen iktisadı bile yıllık 1 gigaton CO2’e muadil bir sera gazına neden olacak. Şu anda bu düzey 40 gigaton civarında. Büyük oranda sera gazı tesiri azalsa da birinci etapta yenilenebilir güç de sera gazı tesirini sıfırlamak için tek başına kâfi değil.

Bu manada yenilenebilir güç için olmazsa olmazlardan olan hidrojen üretimi için rüzgar ve güneş santralleri tek tahlil değil. Bunun yanında hidrojen üretiminin daha kolay ve her yerde yapılabilir olması, gelecek için değerli.